Üstün Zekalı Çocuğu Nasıl Tanırsınız?

08:59 No Comments

Üstün zekalı çocuklarda İki-dört yaşları arasındaki sinyaller, Fiziksel özellikler, Sosyal gelişim özellikleri ve kişilik özellikleri…

Her anne, çocuğunu dikkatle inceleyip ondaki farklılıkları yakalamak ister. Bunun temelinde kendi için özel olan çocuğunun herkes için de özel olma arzusu yatar. Ama bu bazı çocukların diğerlerinden özel olmadığı anlamına gelmez. Bazı çocuklar gerçekten diğerlerinden daha farklı olabiliyor. Bazılarını da biz farklı sanıyoruz, çünkü çocukların neler yapabileceğini bilemiyoruz.



Gerçekten de çok fazla ve değişik uyarıcılarla yetişen çocuklar, eski dönem çocuklarına nazaran çok daha çabuk gelişiyorlar. Değişik oyuncaklar, kitaplar, bilgisayar ve televizyon sayesinde pek çok şeyi önceden görüyorlar. Bu uyarılardan bazılarının olumsuz etkileri yanı sıra çocuklara kazandırdıkları da oluyor şüphesiz.

İki-dört yaşları arasındaki sinyaller

Sizin çocuğunuz da diğerlerinden farklı mı? Farklı ise hangi alanda daha yetenekli? İşte bu sorulara cevap vermenizi sağlayacak birtakım notlar:

Artistik becerilerini ya da sayılarla arasını takip edin. Olması gerektiğinden daha fazla realist resimler çiziyorsa ya da basit matematik işlemlerini kafasında yapabiliyorsa çocuğunuzda biraz farklılık olduğunu düşünebilirsiniz.
Konuşma ve yabancı dil konusunda hızlı bir gelişim kaydedebilir. Yeni konuşmaya başlamış olsa bile kelime haznesi çok çabuk genişler. Hatta çok daha fazla kelimeden cümleler kurmaya başlarlar.
Çok meraklı ise ve sürekli sorular soruyorsa… Gerçi üç yaş, çocukların bol soru sormaya başladığı bir dönemdir ama özel çocukların soruları asla bitmez.
Hiperaktif değillerdir ama son derece hareketli çocuklardır. Aradaki fark da şurada: Hiperaktif olan çocuklar çok hareketlidir ama konsantrasyon zorluğu çekerler ve bir şeye çok kısa süre dikkat gösterirler. Ama bu çocuklar çok hareketli olsalar bile uzun süreli dikkat bütünlüğü sağlayabilirler. Hatta çok ilgili oldukları bir konu ile ciddi bir süre ilgili kalırlar.
Geniş, karışık ama çarpıcı hayal güçleri vardır. Ve bu özellikleri sayesinde çevrelerinde kendileri gibi çocukları bulur, onlarla diğerlerine nazaran daha yakın olurlar.
Her çocuğun yaşadığı gelişim aşamalarını çok daha hızlı yaşarlar.
Kitap, televizyon ya da filmlerden öğrendikleri bilgileri unutmazlar, aksine her zaman hatırlar ve bu bilgileri kullanırlar. Hatta siz, çocuğunuzun bu bilgiyi nereden, nasıl edindiğini bilmezsiniz bile…
Kendileri de fark edebilirler

Yaşları ilerledikçe bu özel çocuklardaki farklılıkları anlayabilmek zorlaşır. Üç-dört yaşlarındaki çocuklar arasında yaşıtlarından daha farklı olduklarını idrak edenler bile çıkabilir. Ama bu onların kendilerini dışlanmış ve yalnız hissetmelerine de sebep olur. Bu da onların durumlarından memnun kalmamalarına neden olur. Hatta birtakım hayal kırıklıkları yaşamaya başlarlar. Çünkü yaşlarından ve yaşıtlarından daha ileri gittikleri için daha hızlı düşünür, kendilerini fiziksel ya da sözel olarak daha düzgün ifade ederler. Dolayısı ile beklediği karşılığı bulamamaları onları üzer.
Son yıllarda çocukların özel olup olmadığını anlamak için pek çok anne ve baba çocuklarını testlere tabi tutmaya başladı.

Doktorlar öncelikle bu testlerin sadece “özel çocuk keşfi” amacıyla yapılmadığını ailelere açıklamaya çalışıyor. Bu testler belli yaşlarda yapılarak ve belli dönemlerde tekrarlanarak çocuğun gelişimi takip edilebiliyor. Daha yetenekli olduğu alanlar tespit edilip, onları daha iyi değerlendirmesi amaçlanıyor.

Uzmanlar üç yaşından itibaren çocuklara zeka testinin yapılabileceğini söylüyor. Ancak elde edilen sonuçların kesinliği yok. Daha doğru sonuçlar elde etmek için beş yaşın beklenmesi gerektiği belirtiliyor. Uzmanlar çok zeki ya da özel yetenekleri olan çocuklar arasında da öğrenme zorluğu çekenlerin olduğuna dikkat çekiyorlar. Dolayısı ile özel çocuk olmak demek mutlaka her alanda her şeyi çok çabuk kavrayıp yapabilmek anlamına gelmiyor.

Üstün zeka ve yetenek belirtilerini, mükemmel uzun süreli bellek, geniş sözcük dağarcığı, okuduğunu anlama başarısı, matematiksel akıl yürütme başarısı, tartışmalarda gelişmiş sözel beceriler sergileme, bilgisayar kullanmada beceriklilik, daha güç işlerde daha başarılı olma, karmaşıklığı çözebilme, aşırı yaratıcılık ve yüksek hayal gücü, sonuca iyi ulaşabilme, keskin gözlemci olma, çok ilginç fikirlere sahip olma, aşırı meraklı olma, çok soru sorma, yüksek düzeyde enerjisi olma, algılayıcı olma, mükemmel espri anlayışı; sanat, bilim, geometri, mekanik, teknoloji ya da müzikte başarılı olma olarak özetleyebiliriz. Ve bu çocuklarda bu özelliklerinin hemen hemen hepsi toplu halde görülebilir.

Üstün zekalı çocuğu nasıl tanırsınız?

Fiziksel özellikler

Fiziksel gelişim ve sağlıkları diğer çocuklardan daha iyidir.
Çok enerjiktir.
Aşırı duyarlı sinir sistemine sahip olmaları, normal yaşıtlarına oranla daha fazla hareketli olmalarına yol açabilir.
Bebeklik döneminde daha az uyku gereksinimi duyabilir.
Duyu organları çok keskindir.

Bebeklerde battaniyeleri üzerinden atma, giyim eşyalarındaki etiketlerden rahatsız olma, altlarının ıslanmasına ve gürültüye aşırı tepki gösterme şeklinde kendini belli eder.
İki ayrı fabrikanın ürettiği meyve suyu arasındaki farkı hemen anlar.
Kuvvetlidirler ve hızlı olgunlaşır.
Sosyal gelişim özellikleri

Kendilerinden büyük çocuklarla karmaşık oyunlar oynamak ister.
Karşısındakilerin duygu, düşünce ve isteklerini tahmin etme yeteneğine sahiptir.
Lider olma özellikleri vardır.
Espri yetenekleri gelişmiştir.
Kişilik özellikleri

Bağımsız olma özelliği gösterir.
Eline yeni bir oyuncak verdiğinizde saatlerce o oyuncakla ilgilenebilir.
Yüksek amaç ve ideallere sahiptir.
Yaşamlarındaki olayları denetim altına alabileceklerine inanır, kaderci değillerdir.
Aşırı duygusal olabilir.
Arkadaşlarına yapılan bir haksızlık bile onların gözlerinin dolmasına neden olabilir. Nesli yok olabilecek türler, enerji kaynaklarının azalması, kirliliğin artması gibi sorunlara aşırı duyarlıdır.
Mükemmelliyetçidir.
Özgüvenleri yüksektir.
Zihinsel özellikler

Kolay ezberleyip, ezberledikleri bilgileri uzun süre hafızasında saklayabilir.
Kelime hazineleri geniştir.
Başladıkları görevleri bitirmek için kendilerine daha fazla fırsat verilmesini ister.
Erken konuşmaya başlar.
İki kelimeli cümleleri yaşıtları iki yaşında söyleyebilirken, onlar bir yaşında söyleyebilir.
Kendi başlarına okumayı öğrenebilir. Ama kas gelişimi aynı hızı gösteremez.
Hızlı düşünürler, ama yazarken kasları o hızı takip edemez. Bu nedenle birinci sınıfta en büyük sorunları yazmayı sevmemek olur.
Sayılara erken ilgi duyarlar. Üç yaşındaki bir çocuk, ‘on bin”lerden bahsedebilir.


Video / Monitör: 3D ayarlanabilir kamera ve yakalama açısı ile gece
görüş teknolojisi (gece görüş teknolojisi Video izleme iyi bir bütünlük
veriyor, müdahale olmaksızın)
İletişim: Bebeğinizi gerçek iki yönde,
iletişim sağlayabilme.
Ninniler: Dokuz uzaktan kumandalı ninniler ve
gece lambası.
2.4GHz dijital video teknolojisi FHSS, 2.4 "TFT LCD
ekran, 25fps de gerçek zamanlı video QVGA, 3D ayarlanabilir kamera
yakalama açısı, gece görüş, Vox Hi / Lo / Kapalı, sayfa
Ses Bar
Endikasyonları, cevap vermek, nightlight, ninni, Uyarı titreşimli,
sıcaklık İzleme
Bebek Ünitesi Kamera Montaj Klip, 2 adaptörler


Devamını Oku...


Bebeğinizle hangi aylarda hangi oyunları oynayabilirsiniz?

08:56 No Comments

1.ay

● Bebeğinizin yüz ifadelerini ve onun çıkardığı sesleri taklit ediniz.

● Bebeğinizin kulağına yumuşak bir ses tonu ile konuşup, müzik dinletebilirsiniz. Basit ninniler, tekerlemeler ve halk türküleri onun için dinlendirici ve sakinleştirici olacaktır.

● Bebeğinizi, başını destekleyerek omzunuzda taşıyabilir, böylece çevreyi görmesini ve kendini eğlendirmesini sağlayabilirsiniz.



● 20-30 cm. mesafeden bebeğinize resimler, basit şekilli parlak renkli veya siyah beyaz şekiller, oyuncaklar gösterebilirsiniz.

● Yatağının kenarlarına ufak, hareketli, parlak hayvan figürleri, ayna, çıngıraklar asabilirsiniz.

● Bebeğinizi kucağınıza alıp öpün ve ona sarılıp uzanın.

● Bebeğinizle konuşun ve onu ismi ile çağırın. Görmekten en çok hoşlandığı şeklin insan yüzü olduğunu unutmayın.

2.ay

● Bebeğinizin dikkatini çekmek için yumuşak, nazik ama alçalan, yükselen farklı ses tonlarıyla konuşun, göz teması kurun. Mimiklerinizi izlemesine ve taklit etmesine izin verin. Sakinleştirmek istiyorsanız alçak sesle ritmik konuşun, sevdiğinizi söyleyin, övün. Bebeğinizle konuşmanız bu dönemde onun için en eğlenceli oyundur. Sizinle birlikte bazı heceleri çıkarır, aaa-ooo-agu gibi.

● Çıngırağı kulağının yanında yavaşça sallayarak, parlak renkli bir oyuncağı yüzüne yaklaştırıp, uzaklaştırarak onu eğlendirebilirsiniz.

● Kulağına yavaş sesle ismini söylediğinizde gözleri hareketlenir, başını size çevirmeye çalışır.

● Hava izin verdiği sürece bebeğinizi günlük yürüyüşe çıkarın.

● Konuşun, dokunun, kucaklayın ve sevginizi gösterin.

3.ay

● Bebeğinizle oynarken yüzünüzün tamamını görebilmesi için direkt ona bakın.

● Pek çok farklı nesne gösterin. Bunun için parlak renkli, dinlemesi, dokunması, izlemesi ilginç olan ama ağzına götürdüğünde yutma riski olmayacak kadar büyük oyuncaklar seçin. Yakalaması, ulaşması için onu cesaretlendirin.

● Yatağına kırılmayan bir ayna asın, yalnız olmadığını hisseder, kendini inceler.

● Eline küçük bir çıngırak verip, onunla nasıl ses çıkaracağını ve sallamayı öğretin.

● Onun yaptıklarından, memnun olduğunuzu gösterin, onu övün ve sık sık ismini söyleyin.

● Bebeğinize şarkı söyleyip, onunla dans edin. Ona ilgi ve sevginizi sunun.

●Bir çubuğun ucuna (mesela ben balon takılan plastik çubuğu kullandım) renkli kurdeleler bağlayarak çok basit ama epey eğlenceli bir oyuncak yapabilirsiniz. Bu oyuncak tüm zamanlarda oynayabileceği bir seçenek. Daha ilk aylarda onu sallayarak göz koordinasyonunun gelişmesine yardımcı olacak ve kendi kavradığı dönemlerde ise el becerilerini geliştirecektir. Tabi bu dönemde gözetim altında tutulmalı.

●Kullanmadığınız bir eldivenin (plastik eldivenler de olur) parmaklarını kesip keçeli kalemle yüz ifadesi çiziyorsunuz. Bir elinize geçirip bebeğinize doğru tutarak konuşturuyorsunuz. Bu sırada parmaklarınızı hareket ettirmeniz ilgisini arttıracaktır. Şarkılar hikayeler anlatabilir, bebeğinizle konuşabilirsiniz.

Bu oyun bebeğin iletişim yeteneğini arttırır ve merak duygusunu pekiştirir. Ayrıca hareketli parmaklar/el ve sesiniz dolayısıyla duyularını geliştirmeye yardımcı olur.

4.ay

Bebeğinize tutacağı, kavrayabileği, dinleyebileceği oyuncaklar verin. Sizi koklamasına izin verin. Müzik dinletin.
Banyo yaparken oyun için biraz daha uzun bir zaman ayırın. Banyo oyuncakları ile oynaması gelişimine yardım eder.
Bebeğinizin başarılarını överek, gülümseyerek, onu kucaklayıp severek kutlayın. Unutmayın bebeğiniz sizin övgülerinizle motive olan sosyal bir canlıdır.
5.ay

● Bebeğinizin çıkardığı sesleri taklit edip onu konuşmaya teşvik edin. Net, kısa cümlecikler kurun ve kelimeleri tekrarlayarak konuşun. Şarkılar söyleyin.

● Bebeğinizin başka bebeklerle karşılaşmasını sağlayın, birbirlerini inceleyip konuşmalarına izin verin.

● Sık sık kucaklayın, sevginizi gösterin.

● Yatak üstüne takılan müzikli dönenceleri bu ayda kaldırın, bebeğiniz uzanıp yakalayabilir ve yaralanabilir.

● Eliyle rahatça kavrayabileği yumuşak, sesli oyuncaklardan hoşlanır. Yavaş yavaş oyuncak tercihi başlar.

6.ay

Bebeğinizle şarkılar söyleyin, birlikte el çırparak tempo tutun, sözcükleri yumuşak bir ses tonuyla açıkça vurgulayarak söyleyin.
Bebeğinizi kucağınıza alın ve onun çıkardığı sesleri ve yüz ifadelerini onunla birlikte tekrarlayın.
Bebeğinizin çevresine yumuşak yastıklar koyarak desteksiz oturmaya teşvik edin.
Bebeğinizi karın üzerine yere yatırın, kollarıyla kendini yerden kaldırmasına ve ilerlemesine teşvik edin.
Bebeğinizin sizi görebileceği bir yere geçip kollarınızı açın ve onu kucaklayacağınızı söyleyin, bebeğiniz gülümser, cilve yapar. Size ulaşmaya çalışırken onu kucaklayın.
Bebeğiniz elleriyle nesneleri kavramaya başladığı zaman onun bu becerisini geliştirmek için böyle bir oyun oynayabilirsiniz. Bebeğinizi kucağınıza oturtun ve elleriyle kavrayabileceği büyüklükte nesneleri önüne koyun.
Oyuncakları alması için teşvik edin, aldıktan sonra bir süre elinde tutup incelemesini bekleyin. Sonra yavaşça parmaklarını gevşetin ve oyuncağın düşmesini sağlayın. Böylece parmaklarını açıp kapamanın sonuçlarını öğrenecek ve kendisi de yapmaya çalışacaktır.
Bu oyun bebeğinizin dinleme-işbirliği yapma, motor becerilerini, reflekslerini, dinleme-iletişim, merak-keşif becerilerinin gelişmesine yardımcı olur.
7.ay

Bebeğinize bebek magazinlerini, resimli kitapları gösterin. Elleriyle kavrayıp inceleyebileceği kalın sayfalı mümkünse her sayfada büyük tek resimler olan kitaplar alın. Resimleri masal gibi anlatın, hayvanları sesleri ve hareketleriyle tanıtın.
Ce-e oynayabilirsiniz. Bir örtü ile yüzünüzü kapatıp, birden açın, çok keyiflenecektir. Daha sonra onun yüzünü kapatarak oyunu geliştirin.
Ayna karşısında kendini gösterip, kim olduğunu sorun. Aynadaki görüntüyü işaret edip adını söyleyin.
Ne yaptığını söyleyerek onunla dans edin.
Bebeğinizi kucaklayın ve onunla yumuşak ses tonuyla konuşun, ona sevdiğinizi söyleyin.
Pipetlerle oyun : Çok basit şekilde yapabileceğiniz bu oyunla bebeğinizin el becerileri gelişecek. Bebekler 6 aydan itibaren nesneleri kavrama becerisi geliştirirler. İlk zamanlarda daha büyük nesneleri kavrayabilirken zaman ilerledikçe parmaklarıyla ince ve ufak nesneleri tutabilirler. İşte bu aşamada bu ince beceriyi geliştirmek amacıyla bu tip oyunlar oynayabilirsiniz. Ufak nesneleri bir delikten atma oyunu. Bunu bir kutuya delik açıp ufak oyuncakları atarak yapabilirsiniz. Ancak ilerleyen aylarda biraz zorlaştırmak adına benim gibi pipet ve delik açılmış yoğurt kovası kullanabilirsiniz.
Bu oyunu oynarken şunlara dikkat edin. Eğer çocuğunuz zorlanoyorsa, başarısızlık onu sinirlendirebilir ve olumsuz etkileyebilir. Başlangıçta tek ve büyük delikli bir kutu ile hatta daha büyük objelerle başlayın, öğrendikçe işi daha ince beceri haline getirin. Bu oyun motor becerilerinin yanı sıra özgüvenini de geliştirmeye yardım edecektir.

8.ay

● Bebeğinizin taklit etmekten hoşlanacağı eğlenceli sesler çıkarın, hareketler yapın.

● Bebekler ve çocuklar için yapılmış müzikler, şarkılar dinletin.

● Ayakta pozisyona getirerek dans etmesini, yürümesini, tempo tutmasını sağlayın.

● Bebeğiniz ile birlikte emekleyin. Hızlandıkça övün. Büyük çocuğunuz varsa onu da size katılmaya ikna edin.

● Oyuncaklarını bir sepete doldurun, nasıl çıkaracağını öğretin, sonra yeniden doldurup onun boşaltmasına izin verin.

● Bebeğinizle birlikte alışverişe çıkın, kalabalık ortamlar onun için uyarıcı ve eğlencelidir.

● Bebeğinize kucaklamak, öpmek, konuşmak için zaman ayırın.

9.ay

● Bir oyuncağını örtünün altına saklayıp,”nerde oyuncak” diye sorun, bulmakta zorlanırsa örtüyü biraz aralayın.

● Ona öten oyuncaklardan alıp, nasıl ses çıkaracağını gösterin. Başarabildiğinde alkışlayın.

● Banyo küvetini doldurup oturtun, yavaşça yüzüne su atın, onun da sizi ıslatmasına izin verin.

● Parmak oyunları oynayın. Şarkı söyleyerek parmaklarınızla hareketleri vücudunda göstererek birlikte eğlenin.

● Yatak ve uyku zamanı için bir düzen geliştirin. Uyku zamanına yakın onunla onu uyaran oyunlar oynamayın. Bebeğinizi kucaklayıp, onunla yumuşak tonda konuşun. Bir hikaye okuyun veya bir masal anlatın, yatağına  sadece orda duran tanıdık yumuşak oyuncaklar koyun.

● Bebeğinizle sürekli konuşun, ne yaptığınızı anlatın, kullandığınız eşyaların isimleri tekrarlayın.

●Yine bebeğinizin gelişimine göre bu oyunu ne zaman oynayabileceğini anlamak size kalmış ama 9 aydan itibaren rahatça yapabileceklerini düşünüyorum. Bu oyunda bir kutuyu (veya objeyi) birkaç kez üstüste paket yapıyorsunuz. Sonra ona verip parçalayıp açması için teşvik ediyorsunuz. Bu oyunda dikkat etmeniz gereken bazı ayrıntılar var

-mümkünse her katman farklı renkli olsun, çocuk katmanın ilerlediğini ayırt edebilsin

-bant kullanabilirsiniz ama kolay çıkabilsin

-ilk soyma işleminde ufak bir tutma payı bırakırsanız iyi olur

-katman sayısı çocuğu sıkacak kadar çok olmamalı

-hedefte yer alan obje sevindirici birsey olmalı, sevdiği bir meyve veya yemiş, oyuncak vs. Verdiği emeğin bir ödülü olmalı değil mi?

Bir arama bulma oyunu ancak yönlendiricisi bu defa ses olacak. Bebeğinizi oturtun ve etrafına çeşitli objeler koyun. Oyuncaklar, battaniye gibi. Bunlardan birinin altına çıngırağı saklayacaksınız. (ses çıkaran başka birşey de olur). Önce oyuncağı tanıtın sonra gözü önünde saklayın. Daha sonra onu bulması için teşvik edin ara sıra çıngırağı saklı olduğu yerde sallayabilirsiniz.Bu oyunu kurmalı müzikli oyuncaklarla oynamak daha rahat olacaktır. Müzik sürekli çalarken, bebeğiniz onu aramaya ve sesin geldiği yönü bulmaya çalışsın.Bu oyunu biz oynadığımızda çıngırağı sakladığımız diğer objeler bebeğin dikkatini dağıtmış, asıl hedefi unutup onlarla oynamaya dalmıştı. Bu açıdan oyuncakların ardına saklamakyerine saklamak için plastik kaplar, yoğurt kovaları, ya da birbirine benzer 3-4 mendil (bez) vs kullanılması daha iyi olur.
Bu oyun bebeğinizin özgüvenini geliştirir, problem çözme ve düşünme becerisini arttırır, duyularına hitap eder ve dinleme iletişim becerisine teşvik eder.
10.ay

● Birlikte bol resimli kitaplara bakın, farklı nesnelerin isimlerini sürekli tekrarlayın.

● Bebeğinize bir top veya herhangi bir oyuncak gösterip arkanıza saklayın, nerde olduğunu sorun.

● Boş bir kutu verin, oyuncaklarını içine doldurmasını öğretin. Dolunca boşaltın tekrar doldursun. Bu oyunu yavaş yavaş kendi başına oynamasına izin verin.

● Kendini yukarı çekerek ayağa kalkmaya teşvik edin, bunu başarınca nasıl mutlu olduğunuzu gösterin. Bu onu hareketi tekrarlamaya iter.

● Konuşun, kucaklayın, sevginizi gösterin.

●Bebeğiniz emeklemeyi öğrendikten sonra tırmanma becerisi için çalışmalar yapacak. Bu aşamaya geçtiğini sizin kucağınıza tırmanmaya çalışmasından anlayabilirsiniz. Bu durumda bebeğinize antreman imkanı sunmanız gerekiyor. Bunun için özellikle koltukların büyük yastıkları ideal.

Çeşitli şekillerde yastıkları yere yığın ve tırmanmasını teşvik edin. Bu oyun çok hoşuna gidecek ve onu epey oyalayacaktır. Oyun sırasında gözetim altında tutun ki düşmesin.

Bu oyun bebeğinizin bedensel gelişimi için faydalı ve oldukça eğlendirici bir oyundur.

11.ay

● Hikaye kitaplarını resimleri göstererek, sesleri ve hareketleri taklit ederek yüksek sesle okuyun, zamanı gelince sayfayı çevirmesine izin verin. Her sayfaya bir hikaye uydurun. Kitapları hikayeleri ile hatırladığını farkedeceksiniz. Bazılarını tercih eder. İlgi alanı belirginleşmeye başlar.

● Birbiri içine geçebilen oyuncaklar verin.

● Henüz yürümese de ayağıyla oyuncağı, topu itmesini öğretin.

● Telefon, tabak, bardak gibi oynamaktan hoşlandığı eşyaların oyuncaklarını alın.

● Sık sık kucaklayıp sevgi gösterin.

●Bebeğinizin konuşmaya hazırlandığı dönemlerde hayvan seslerinin taklitlerini dinlemek çok hoşuna gidecektir. Elinize oyuncak hayvanlar alarak ya da hayvan resimlerini göstererek seslerini çıkarın. Ses çıkarırken bebeğinizin korkmayacağından emin olun.

Bu oyun bebeğin hayal gücünü ve yaratıcılığını geliştirir, duyularının gelişmesine yardımcı olur, dinleme konuşma becerisine katkı yapar.

12.ay

● Çocuğunuzu karşınıza alıp burnunuzu gösterip, adını söyleyin, aynı şeyi kendi burnunu göstererek yapın, sırasıyla diğer organları için de aynı yöntemi kullanın. Defalarca tekrarlandığında sorulunca organlarını gösterebilir. Bu oyunu kitaplarda bebek ve diğer oyuncaklarında da tekrarlayın.

● Bebeğinizle günlük yürüyüşler yapın. Çimene, ağaç gövdesine, çiçeklere dokunmasını, hissetmesi sağlayın.

● Plastik küplerden birlikte kuleler yapıp, yıkın.

● Tekerlekli oyuncaklar alın, böylece eğlenerek dolaşıp, sizi oda oda izleyebilir.

● Çocukları olan ailelerle bir araya gelebilirseniz sosyal olmayı daha kolay öğrenir.

● Bebeğinizin artık tutma becerileri oldukça gelişti, otururken ve ya ayaktayken oyuncaklarını rahatça alabiliyorsa bu işi biraz zorlaştırmaya ne dersiniz. Böylece ona yeni bir problem çıkarıp, problem çözme yeteneğini geliştireceksiniz.

Kendinden yapışkanı bir kağıda çeşitli büyüklükteki oyuncakları yapıştırın. Ve onları çıkartmasına teşvik edin. Oyuncakları çıkarmak için nasıl bir çözüm bulduğunu gözlemleyin.

Bu oyunda bebeğinizin elleri de kağıda yapışabilir. Bu yüzden çok yapıştırıcının çok güçlü olmadığından ve zarar vermediğinden emin olun.

Bu oyuna alternatif olarak oyuncaklarına cırt cırt dikip yastık gibi bir şeye de yapıştırabilirsiniz.

Bu oyun bebeklerin paylaşım ve işbirliği yapma, düşünme problem çözme becerilerini ve duyularını geliştirmesine yardımcı olur.



PA 330 en iyi dizi, kristal netliğinde ses ve ECO-DECT modu seçenekleri
ile temel bir DECT bebek telsizi. DECT teknolojisi; Sorunsuz, kristal
netliğinde ses ve güvenilir bağlantı Kanal seçimi Otomatik kanal
seçimi ve otomatik kanal anahtarı ise tespit edilen herhangi bir
girişim Bağlantı fonksiyonları: Permanet veya VOX modu, ECO-DECT modu:
otomatik azaltılması, mesafeye bağlı olarak iletim gücü.



Devamını Oku...


Çocuklardan Anne-Babalara 13 Altın Öğüt

08:52 No Comments

İngiltere’nin Londra şehrindeki “Guy’s Hospital” hastanesinde çocuk psikiyatrisi servisinde yatmakta olan Kevin Hickey (15) adlı bir çocuk doktorlara göre anne ve babasının kendisini eğitememeleri sonucu bunalım geçirerek hastaneye düşmüştü. Yapılan zeka ve kültür testleri Kevin’in aslında son derece aklı başında bir çocuk olduğunu ortaya koyuyordu. Kevin bir gün hasta yatağında kağıdı kalemi eline aldı, kendi durumunu anne ve babasını düşünerek anne ve babalara hitaben 13 altın öğüt yazdı. Küçük Kevin’in yazdığı bu öğütler şimdi İngiltere’de doktorların bir numaralı rehberi.

1- Beni şımartmayın. Her istediğim şeyi elde edemeyeceğimi biliyorum, Sadece sizi deniyorum.

2- Bana tatlı-sert davranmaktan çekinmeyin. Bunu tercih ederim benim daha güvenli hissetmemi sağlar.



3- Benim kötü huylar edinmemi engelleyin. Bunların erkenden ortaya çıkarılmasında ve önlenmesinde size güveniyorum.

4- Benim yanlışlarımı başkalarının önünde söylemeyin. Benimle yalnız konuşursanız söylediklerinizi daha iyi anlarım.

5- Sizden nefret ettiğimi söylediğimde üzülmeyin. Aslında sizden değil beni engelleme gücünüzden nefret ediyorum.

6- Herhangi bir şeyin sonucunda beni kurtarmayın. Bazen acı veren bu yolla öğrenirim.

7- Benim küçük hastalıklarımı büyütmeyin. Bunları yenecek güçteyim.

8- Düşüncesizce yerine getiremeyeceğiniz şeyleri yapacağınıza söz vermeyin. Bu sözler yerine getirilmediğinde çok kırıldığımı unutmayın.

9- Kendimi istediğim kadar iyi anlatamadığımı unutmayın. Bunun için ara sıra yanlışlarım çıkar.

10- Dürüstlüğümü fazla zorlamayın. Kolayca korkup yalan söyleyebilirim.

11- Tutarsız olmayın. Benim kafamı iyice karıştırır ve size olan güvenimi sarsar.

12- Benden özür dilemeyecek kadar gururlu olmayın. Bazen içten bir özür beni size çok yakınlaştırabilir.

13- Unutmayın ki büyümek için sizin çok ve anlayışlı sevginize muhtacım, ama bunu size söylemem gerekmez değil mi?
Devamını Oku...


10 yaşına kadar çocuğunuzun beynini geliştirecek 10 yöntem

08:51 No Comments

Oktay Aydın, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü’nde öğretim üyesi. “Beyin ve öğrenme ilişkileri”, “Zeka ve zekanın geliştirilmesi”, “Üstün zekalı çocukların eğitimi” konuları ihtisas alanı olan Yard. Doç. Dr. Oktay Aydın’ın anlattıkları çocukların eğitimi konusunda anne babalara bir rehber niteliğinde…

İnsan beyninin 10 yaşına kadar sünger kıvamında olduğunu ve bu dönemde temel yetenek ve becerilerle ilgili her şeyi emdiğini söyleyen Yard. Doç. Dr. Oktay Aydın bu dönemin çocukların içindeki potansiyeli açığa çıkarma ve yükseltmek için çok önemli olduğunu vurguluyor. Yani çocuğun beynini bir santral gibi düşündüğümüzde bu santrali 50 hatla kullanmak yerine bin hatlık bir merkeze dönüştürmek mümkün. Ancak bunu yaparken beynin nasıl işlediğini çok iyi bilmek gerektiğini belirten Aydın “Okul öncesi süreçte aklına gelen her davranışı yapmaya çalışan çocuk, ilköğretim döneminde daha mantıklı ve kontrollü davranışlar geliştirir. Bunu sadece büyüme ile açıklamak mümkün değil. Aslında buradaki değişikliğin sağ ve sol beyindeki tepkilerden kaynaklandığını bilmek ebeveynlerin yapacağı pek çok yanlışı da önleyebilir. Çünkü beyni bilmeden çocuğun davranışlarını yorumlamak pek çok hataya neden oluyor. Çocuğun birçok davranışı ile ilgili ‘vurdumduymaz, saygısız, saldırgan, tembel vb.’ nitelemeler yapılabilir. Oysa bu tepkiler çocuğa özgü değil, bulunduğu yaşa uygun davranışlar” diyor. İşte Aydın’ın tavsiyeleri…

1- Ardışık rakamlarla işlem yaptırın



Okul öncesinden başlayıp ilkokulu bitirinceye kadar çocuklara oyunlaştırılmış ortamlarda dikkat ve bellek çalışmaları yaptırılmalı. Dikkat ve bellek çalışmaları sanılanın aksine sadece bu konuda sorun yaşayan çocuklar için değil, bu yaştaki tüm çocuklar için gerekli. Ardışık olarak verilen sayı ve sözcük kümelerini tekrar etmek. (Örneğin, 3-0-9-8, araba-toprak-masa-deniz gibi. Giderek sayı ve sözcük sayısı artırılarak uygulama devam ettirilebilir.) İki resim arasındaki farkları bulmak. Anlamsız cümleleri söyleyip tekrarlamasını istemek gibi uygulamalar yapılabilir. (Örneğin, “Gökyüzünde yürüyen evin yaprakları mutluydu.”)

2- Parmaklarıyla değil akıldan hesap yaptırın

Akıldan hesaplama egzersizleri de beyin açısından oldukça etkili. Çocuğun yaşına uygun yönergeler verin ve hesaplamayı parmaklarıyla değil, akıldan yapmasını isteyin. Uygulamayı, zorluk düzeyini artırarak ve zenginleştirerek tekrarlayın. “İki elman var, iki elma da ben verirsem, kaç elman olur?” “Üç elman var, ikisini ben alıp yesem, kaç elman kalır?” “Dört elman var, birini ben yedim, birini de arkadaşın yedi, toplam kaç elman kalır?” “Beş elman var, iki elma daha verdim, bir elmanı da arkadaşına verdin, kaç elman olur?” “28+12+7=?” “33-6+5=?”

3- Ses ve görüntüsünü kaydedip izletin

Çocuğun günlük bir faaliyetini, oyununu, hareketini görüntülü olarak kaydedip daha sonra izlettirin. Bu çocuğun kendini dışarıdan görmesi ve izlemesini sağlar. İzleme sürecinde, olumsuz herhangi bir yorumun yapılmaması son derece önemlidir. Sadece, çocuğun kendisi ile ilgili söylediği şeyler olursa dinleyin ve söylediklerinin özünü ona tekrar edin. Ya da belirli bir konuyu öğrenme aşamasındayken, konuyu sesli olarak okuyarak veya anlatarak ses kayıt cihazına kaydedin ve dinlemesini sağlayın. Böylece, okurken/anlatırken ve kendi sesinden dinlerken tekrar tekrar öğrenme gerçekleşir. Ayrıca, uygulama çocuklara ilgi çekici geldiğinden ders çalışma motivasyonlarını da artırıyor. Kendi sesimizi dinlemenin yaratacağı sempati de öğrenme sürecimizi kolaylaştırıcı bir başka etkendir. Uygulamanın bir başka şekli de, tanıdığı, sevdiği kişinin konuyu okurken ya da anlatırken kaydedilmesi ve onun izlenmesi yolu ile olabilir.

4- Sözcükleri tersine çevirerek okutun

Tersine çevirme işlemi zorlayıcı olduğu için beyni geliştirir. Sözcükleri, verilen sayıları, işlemleri, olayları, hareketleri vb. tersine çevirin. Mesala “araba” sözcüğünü ya da “8-2-5 sayılarını” tersten okumasını isteyin. Çocuğunuzla “20’den geriye doğru 2’şer say” “56’dan geriye 7’şer say” “Labirenti sondan başa doğru çizerek tamamla” gibi alıştırmalar yapabilirsiniz.

5- Anlattıklarının resmini çizdirin

Beyin girdi-işlem-çıktı süreci ile çalışıyor. Dışarıdan gelen bilgiler üzerinde bir dizi işlem yapan beyin, onları konuşma, yazma, okuma, hareket etme vb. çıktılara dönüştürüyor. Baktığı resmi anlatma, anlatılan öykünün resmini yapma, resimde gördüklerini canlandırma, dinlediği şarkının resmini yapma gibi pratikler beynin kapasitesini artırıyor.

6- İsteklerinizi tekrarlatın

Çocuklar, çoğu zaman kendisinden yapılması istenen şeyi ya hatırlayamaz ya da nasıl yapacaklarını şaşırırlar. Bu nedenle dinleme, işitsel dikkat, sıralama gibi becerilerinin gelişimini sağlamak için onlara bir ile dört aşamalı isteklerde bulunun ve bu isteklerinizi tekrar etmesini isteyin. Örneğin: “İstersen önce kitabını çıkarıp resim yapabilir, sonra oyuncaklarınla oynayabilirsin” gibi bir yönerge verdikten sonra “Hadi tekrar et bakalım senden ne yapmanı istedim” deyin.

7- 5N1K kuralını uygulayın

Kitap okuma çocukların gelişimleri açısından çok önemli. Ancak, kitabı sadece okumak yeterli değil. Okuma, beyne girdi sağlıyor ama çıktı sağlamıyor. Oysa beyin çıktılarla daha fazla geliştiği için okunan metnin anlatılması çok daha etkili. Okumalarda kısa metinden başlayıp aşamalı olarak uzun metinlere doğru gidilmelidir. Çocuğunuzdan öncelikli olarak serbest anlatma (çocuğun kendi istediği gibi anlatması) değil, yapılandırılmış anlatma (5N1K) yapmasını isteyin. Böylece, çocuğun zihninde belirli bir okuma sistematiği kodlanmış oluyor. Bu okuma ve anlatma sistematiği yerleştiğinde, çocuğunuz görsel (metni okuyabiliyorsa) ve işitsel dikkati (metin kendisine okunmuşsa), okuduğunu anlama becerileri gelişiyor ve kısa süreli hafızası daha da güçleniyor.

8- Öğrendiklerini bir arkadaşına anlatsın

Öğrenmenin en iyi yolu öğretmedir. Beynimiz, dışarıdan gelen birçok bilgiye lokal bölgelerle tepki verirken öğretme eyleminde neredeyse topluca tepki veriyor. Bu nedenle, çocuğunuzla bir arkadaşını “öğrenme/öğretme partneri” olarak tanımlayın. Derslerden sonra çocuğunuz, partneri olan arkadaşıyla öğrendiklerini paylaşsın ve ona aklında kalanları anlatsın. Öğrendiklerini arkadaşına anlatırken beyni daha yoğun şekilde harekete geçecek ve öğrenme kapasitesi belirgin şekilde artacaktır.

9- Baktığı resmi canlandırsın

Beynimize gelen uyarıcıların büyük çoğunluğu görsel alana (occipital lob) ulaştığı için öğrenmede görsel unsurlar son derece önemli. Etkili öğrenme için etkili görsel canlandırmalar yapılması gerekiyor. Çocuğunuza gözleri kapalıyken bir öykü, konu okuyun ya da anlatın. Bu anlatım süresince gözlerini hiçbir şekilde açmamasını isteyin. Konu bittiğinde, öykü ya da konu ile ilgili sorular sorun. Gözlerini açmadan bunlara yanıt vermesini isteyin. Bir başka uygulamada da çocuğunuza belirli bir resim, şekil, tablo, grafik, formül, obje göstererek belli bir süre bakmasını isteyin. Baktığı şeyin zihinsel olarak “fotoğrafını çekmesini” söyleyin. Daha sonra gözlerini kapatarak az önce baktığı şeyi zihninde görüntülü olarak canlandırmasını isteyin.

10- Hoş kokan odada ders çalışsın

Koku, beyinde duyguların merkezi olarak tanımlanan limbik sistemi doğrudan etkilediği için kendi başına olumlu ya da olumsuz bir duyguyu harekete geçirebilir ve buna bağlı olarak tepkilerimizi de etkileyebilir. Güzel ve hoş kokular olumlu duyguları, rahatsız edici kokular ise olumsuz duyguları tetikler. Koku çocukların ders yaptığı ortamlarda olumlu bir uyarıcı olarak kullanılabilir. Çocuğun kokulara karşı sağlığını etkileyecek bir hassasiyeti yoksa, ders çalıştığı odaya çalışmadan önce hoşuna giden bir koku sıkılarak olumlu duyguları harekete geçirilebilir.

Okul öncesi çocukların sağ beyni çalışır

Okul öncesi ve ilkokul dönemi çocuklarının temel farklılıklarından biri de düşünme şekli. Okul öncesi çocuklarda sağ beyin baskın olduğu için, kurallara bağlı kalmaksızın düşünürler. Akıllarına geleni söylerler. İlkokula gelindiğinde ise düşünce yapısında da gelişmeler olur ve çocuk daha mantıklı, kurallı düşünme becerisi geliştirir. Bu çocuklar genelde daha akıllıca konuşan, dili daha iyi kullanabilen, gerçeği algılamada daha başarılı olan bir performans sergiler. Bu beceri de daha çok sol beynin bir fonksiyonudur. Eğitimsel açıdan her iki beyni koordineli şekilde kullanmak en iyi olanıdır. Ebeveynlerin ve öğretmenlerin, çocuklara, her fırsatta sağ ve sol beyin yarıkürelerini birlikte çalıştıracak etkinlikleri yaptırmaları gerekiyor. Örneğin, piyano, bateri çalmak, sağ el ile sol kulağı gösterme, sol el ile sağ ayağa dokunma gibi oyunlar, belirli bir hareketi taklit etme, yapılan bir hareketi anlatma vb. çalışmalar bu anlamda yararlı olacaktır.

Hangi yaşta hangi beceriler gelişiyor

- 0-1 yaş anadil

- 0-2 yaş görme, işitme, tat alma vb. duyular

- 1-4 yaş matematik ve mantıksal yetenekler

- 5 yaşına kadar genel zeka

- 3-10 yaş müzik yeteneği

- 0-10 yaş yabancı dil

Alın bölgesi gelişmediği için ergenler agresif oluyor

Beyin arkadan öne doğru geliştiği için en son alın korteksi (prefrontal korteks) gelişiyor ve alın korteksinin olgunlaşması 20’li yaşlara kadar devam ediyor. Ergenlik döneminde duyguları ve hareketleri baskılayan ve kontrol eden alın bölgesi tam gelişmediğinden, ergenler ilişkilerinde çatışmacı ve eleştirici bir dil kullanıyor. Kaygı düzeyleri de yüksek olduğu için agresif davranışlar sergiliyorlar. Yaş ilerledikçe bu davranışlar yerini sakin ve kontrollü hareketlere bırakıyor. Halk arasında davranışlardaki olgunlaşma olarak ifade edilen bu süreç aslında beyindeki olgunlaşmanın bir sonucu. Çocukların da doğumdan itibaren sürekli hareketli olması, içinden geçeni hemen yapmak istemesi, duygularının götürdüğü yere gitmesi ve şimdiki zamanı yaşaması gibi birçok davranışı, beynin arkadan öne doğru gelişmesinden dolayı yaşanan bir durum.
Devamını Oku...


Acaba çocuğum ilkokula başlama yeterlilik düzeyine sahip mi?

08:49 No Comments

İlkokula başlama sürecinde anne babaları en çok tedirgin eden sorun;
"Acaba çocuğum ilkokula başlama yeterlilik düzeyine sahip mi?, Çocuğumun eksik alanları var mı? Eksik alanları nelerdir? Nasıl telafi edilmelidir?" şeklinde sıralanabilir.
Pek çok çocuk ilkokula başlayacak genel yeterlilik düzeyine sahipken, ayrıntıya inildiğinde çocukların bazı alanlarda yetersiz olabildikleri gözlemlenebilmektedir.
Örneğin çocuk, kavram bilgisi alanında çok iyi düzeyde iken, matematiksel alanda yetersiz olabileceği gibi, matematiksel alanda çok iyi düzeyde iken, genel bilgi düzeyi veya birebir kopya etme düzeyi yeterlilik seviyesinde olmayabilir.
Dolayısıyla çocuğun sayısal yeterliliğinin üst düzeyde olması ilkokulda genel olarak başarılı olabilmesi için belirleyici kriter olarak kabul edilemez.

Çocuğun, ilkokula başlamadan önce her alanda, ayrı ayrı mevcut potansiyelinin ölçülmesi, var ise eksik alanlarının tesbit edilip telafi edilme şansının ortaya çıkartılması, çocuğun komple olarak kuşatılarak en üst düzeyde başarıya ulaşmasında büyük önem arz etmektedir.
Test, anne babanın yanı sıra çocuğun öğretmeni için de çocuğu yakından tanıma, mevcut potansiyelinin farkına varma, eksik alanlarını farketme ve bu yönde çalışma yapma noktasında da faydalı bir veri olacaktır.

Bu düşünceden hareketle uzman bir ekip oluşturularak " ilköğretime başlama yeterlilik testi" hazırlanmıştır. Tüm anne babaların ve eğitimcilerin istifade etmesi temennisiyle……
Devamını Oku...


Oyunların çocuk gelişimine faydaları

08:47 No Comments

Bilişsel Gelişime Olan Faydaları
  • Yaratıcılığını geliştirir, geliştirir.
  • Soyut düşünce gelişimine yardımcı olur.
  • Hayal gücünü kullanması için sınırsız fırsatlar sunar.
  • Sorun çözme becerisini geliştirir.
  • Empati becerisini pekiştirir.
  • Farklı bakış açılarını keşfetmesine fırsat tanır.
  • Yeni bilişsel yeteneklerini geliştirmesine ve üzerinde çalışmasına olanak sağlar.outdoor game
Duygusal Gelişime Olan Faydaları
  • Gerçek hayattaki bir çok farklı sosyal rolü deneyimleyebilir.
  • -mış oyunlarında hayatı kontrol edilebilir olduğunu hisseder, rahatlar.
  • Yaşadığı çatışmaları oyun yolu ile ifade edebildiği gibi çözümlemeye adım atar.
  • Duygusal rahatlama, enerji boşaltımı, gerginliğin azalması.
  • Kendini ifade edebilmesine fırsat yaratır.
  • Eğlenme, keyif olma, yaşam enerjisinin artmasında etkilidir.
  • Öz güveni, benlik saygısının artmasına yardımcı olur.
  • Kaygı ve endişelerin azalmasında etkin rol oynar.
  • Terapötik etkisi, yaşadığı sorunlar ile baş etmede etkisi vardır.
indoor game
Sosyal Gelişime Olan Faydaları
  • Paylaşma, işbirliği, pazarlık yapma, anlaşma yapma gibi kavramların pekişmesine yardımcı olur.
  • Sabır, bekleme gibi kendini kontrol edebilme becerisine etkisi vardır.
  • Problem çözme becerisini destekler.
  • Sosyal ilişkiler kurmada, arkadaşlıkların erken yaşlarda başlamasında ilk aracıdır.
  • Liderlik becerisini destekler.
  • Dürtü kontrolü, agresif davranışları kontrol edebilmede yardımcı etkendir.

Fiziksel Gelişime Olan Faydaları
  • Kaba motor ve ince motor becerilerini destekler.
  • Fiziksel güçlüklere çözüm üretme, sabrederek uğraşmasına fırsat tanır.
  • Günlük hayatta gerekli olan becerileri ( çatal ile yemek yeme vb.) çalışır ve gerçek hayatta uygularken daha rahat olur.

Dikkat Becerisine Olan Faydaları
  • Dikkat süresini uzatmaya yardımcı olur.
  • Konsantrasyon becerisini destekler.
Dil Gelişimine Olan Faydaları
  • Kelime haznesinin gelişimini destekler.
  • Hikaye anlatma, anlama becerilerini geliştirir.
  • İletişim becerilerinin gelişimini destekler.

The Journal Pediatrics’de(2009) yayınlanan makaleye göre çocuklardan ders arasında oyun oynamaya fırsatı olanların ders sırasında daha uygun davranışlarda bulundukları ortaya konmuştur. 8-9 yaş gurubunda yapılan bu araştırma, gün içinde 15 dakikadan daha fazla araya sahip çocukların akademik çalışmalar sırasında daha verimli oldukları belirlenmiştir. Ancak çalışmaya katılan 10,000 çocuktan %30 ‘u dışındakilerin oyun oynamak için gün içinde 15 dakikadan az vakitleri olduğu görülmüştür .
Early Childhood Education Journal (2007) yılında yayınladığı araştırmada, okul öncesi çocukların serbest oyun ve yetişkin yönlendirmeli oyunlar sayesinde başkalarını duygu ve düşüncelerini fark edebilme becerilerinde etkili olduğu ortaya konmuştur. Oyunun çocuğun kendi duygu ve düşüncelerini düzenlemede yardımcı olduğu ve bu becerilerin ileri yaşlarda da çok gerekli beceriler olduğu belirlenmiştir.
Oyun, çocuğun fiziksel, zihinsel, dil ve sosyal kapasitesinin gelişmesine fırsat vererek toplum içindeki sosyal rolünün, özdeşiminin ve kendini diğer bireylerden ayıran özelliklerin farkına varmasını sağlar. Çocuk oyun sırasında kendisini ve çevresiyle ilgili bilgileri ifade etme olanağı bulur. 

Oyun, çocuğa kurallara uymayı, sorumluluk almayı, işbirliğini ve diğer insanlara saygılı olmayı öğretir. Ayrıca girişimci olma, tehlikeyi göze alma, karar verme ve problem çözme yeteneğinin gelişmesine yardımcı olan önemli bir unsurdur. Bunların yanı sıra, oyun sırasında çocuğun kendisine güvenini geliştirme, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamada, kendi kendine yeterli olabilme gibi nitelikler kazandırır. 

Çocuğun benlik gelişiminde ve sosyalizasyonunda oyun etkili bir gelişimsel süreçtir. 

Oyun, çocuğun dikkatinin yoğunlaştırılması ve bunun sürdürülmesine olanak sağlar. Oyun sırasında dikkatini bir noktaya toplama deneyimleri yapan çocuk bunu günlük yaşantısına da aktaracaktır. 

Oyun oynayan çocuk, zaman ve mekan kavramlarına ait bilgileri çok doğal bir ortam içinde öğrenir. Grup oyunlarında bekleme, devam etme, başlama, bitirme, gibi durumlar zaman kavramının yaşam içinde özümlenmesini sağlar. Ayrıca, bahçede, sınıfta değişik köşelerde yapılan etkinlikler de mekan kavramının gelişimini destekleyici niteliktedir. Bunların yanı sıra, çocuk oyun içinde oyun materyallerini değişik durumlarda kullanarak, renkleri birbirine karıştırarak, nesneleri bir kaba doldurup boşaltarak materyallerin niteliksel ve niceliksel özellikleri hakkında bilgi edinir.

Oyun Tercihini Etkileyen Faktörler 
Oyun gelişimini etkileyen faktörler( yaş, sosyoekonomik düzey) aynı zamanda oyun tercihini de etkilemektedir. Bunlardan başka çevre düzenlemesi, materyal seçimi, eğitimcinin fonksiyonu, çocuğun oyun tercihini etkileyen diğer faktörlerdir. 

Çevre Düzenlemesi ve Materyal Seçimi 
Oyun, doğal, planlanmamış ve açıkça yapılandırılmamış etkinliklerse de, oyun aracılığıyla rastlantısal ve planlanmış öğrenmenin oluşması için, çocuğun yararlanabileceği şekilde çevrenin organizasyonu ve uygun materyal seçimi içeren bir hazırlığın yapılması gereklidir. 

Oyun ortamı çocuğun güven duyabileceği ve kolayca maniple edebileceği şekilde düzenlenmelidir. Çocuğun yetenekleri ilgileri ve gelişim düzeyi doğrultusunda, fizik ve zihin gücünü geliştirebilecek bir düzenleme yapılmalıdır. Çocuğun kapasitesi gözönünde bulundurularak ne aşırı uyarıcı yüklü, ne de potansiyelini kullanabileceğinden az uyarıcılı olmalıdır. 

2.Çocuğa Ait Özellikler 
Çocuklar, kendi kendilerine oynarken ya da arkadaşlarıyla oynarken, YAŞ ve CİNSİYET’ leriyle ilişkili olarak, zihin, fizik özelliklerine göre oyuncak seçerler. Çocuklar cinsel kimliklerinin bilincine vardıkları dört yaşından itibaren cinsiyet tipli oyuncakları seçerler. 

Oyun gelişimini etkileyen faktörler; 

1 - Yaş: Çocuğun yaşı, oynanan oyun tipini etkileyen en önemli faktördür. Oyun, dil, zihin, sosyal ve motor gelişim özelliklerinin yansıtıldığı bir aktivitedir. Dolayısıyla oyun, çocuğun yaşına paralel olarak bir değişim ve gelişim göstermektedir. Oyun oynama sürecinde çocuk, sosyal bir birey olarak tek başına oyundan, sosyalize olmuş oyuna doğru bir geçiş sergiler. 

2 - Cinsiyet: Kız ve erkek çocukları aynı gelişimsel oyun aşamalarından geçmektedir. Kız ve erkek çocuklarının oyun davranışları arasındaki tek fark, cinsiyetlerine özgü oyun tipini daha fazla tercih etmeleridir. Örnek olarak, kız çocukları daha çok sembolik oyunu, erkek çocukları ise daha çok yapı-inşa oyunlarını tercih etmeleri verilebilir. 

3 - Sosyo-ekonomik düzey: Çocukların oyunlarının gelişimi, sosyo ekonomik düzeylerinden etkilenmektedir. Oyun, iyi organize edilmiş zengin uyarıcılı çevresel koşullarda normal gelişimini gösterebilir. Aksi tekdirde, çocuğun gelişimine, dolayısıyla da oyunun gelişimine ket vurulmuş olur.

3. Materyale Ait Özellikler 

Değişik amaçlar için kullanılabilecek çok fonksiyonlu olmalıdır. 
Çocuğun ilgisini çekecek renk, boyut ve yapıda olmalıdır. 
Dayanıklı, sağlam olmalıdır. 
Çekici olmalıdır. Bu dikkati yoğunlaştırma ve hayal gücünü motive edici bir özelliktir. 
Çeşitli gelişim alanlarını birden destekleyebilecek zengin uyarıcıları içermelidir. 
Çocuğun farklı deneyimlerine fırsat vermek için, oyun materyalleri hem gerçek hem de bunların minyatürü olan iki boyutlu örneklerden seçilmelidir. 
Materyalde yenilik özelliği de önemlidir. Sürekli aynı materyalde oynayan çocuk için materyal çok fonksiyonel olsa bile ilk cazibesini kaybeder. Bu nedenle materyallerin belirli zamanlarda değiştirilmesinde yarar vardır. Çocukların yararlanabilecekleri oyun materyallerini aşağıda belirtildiği gibi gruplandırmak mümkündür. 

1- Büyük kasların gelişimini destekleyen oyun materyalleri;Tırmanma aletleri, itme ve çekme aletleri, büyük toplar, yuvarlanma minderleri, bloklar, bisiklet. 
2- Küçük kasların gelişimini destekleyen oyun materyalleri; çeşitli renkli kağıtlar, makas, dikiş panoları, boncuk, ip, manupulatif oyuncaklar, boş kutular. 
3- Duyu ve kasların gelişimini destekleyen oyun materyalleri; Farklı özelliklerdeki dokunma panoları, yıkanabilir, kırılmaz bebekler, ses çıkaran oyuncaklar 
4- Belleği çalıştıran, problem çözme becerisini geliştiren oyun materyalleri; Yap-boz, takmalı, sökmeli oyuncaklar, ip ve boncuk, halka, anahtar, kilit, ayna, büyüteç, mıknatıs, boncuklu hesap tahtası, kitaplar. 
5- Dramatizasyon materyalleri;Mesleklere özgü giysiler, takılar, mutfak malzemeleri, temizlik malzemeleri, kuklalar 
6- Duyu ve düşünceyi açığa çıkaran yaratıcılığı geliştiren oyun materyalleri; boya kalemleri, tebeşir, fırça, kum, hamur, kil, tahta, çekiç, çivi, müzik aletleri, artık materyaller. 

Çocuk yaşının özelliklerine uygun materyali kullanma eğilimindedir ve materyalin kullanılması da gelişimsel bir takım adımları kapsar. 

Çocuk altı aydan itibaren tek bir nesneyle oynar, sonra farklı iki nesneyle ilişki kurar ya da iki nesneyi bütünleştirir. Daha sonra benzer objeler arasında ilişki kurar ve son olarak sembolik amaçlar için onu kullanabilir. Böylece çocuk kullandığı materyale farklı bakış açıları getirerek çevresiyle ilgili farklı bilgilerini yansıtabilir 


Yedi aylık bebek, görme ve dokunmayla ilgili görsel ve dokunsal deneyimler ile objeleri manipule eder ve objeleri ağzına alarak tanımaya çalışır. Onüçüncü ayda materyalin fiziksel fonksiyonuyla ilgilenir, onsekizinci aya doğru iki obje ile basit fakat önemli zihinsel fonksiyonlu ilişkiler kurabilir. Nesnenin manipulasyonu zihinsel gelişimin bir göstergesidir. Ve erken çocukluk döneminden itibaren gözlenen bu manipulasyon davranışları, ilkel oyun davranışlarının temeli olarak düşünülmektedir. 

Çocuk, bir nesneye göre gösterdiği tepkiyi, diğer bir nesneye de aktarabilmeyi başarmışsa materyalle sembolik düzeyde oynayabiliyor demektir. 

Çocuğun materyali sembolik düzeyde kullanması, tasavvur yeteneğinin gelişmiş olmasını gerektirir. Bu, dış dünyadaki eylemlerin içte temsil edilmesidir. Çocuk iki yaşına kadar yeni durumlara deneme yanılmalarla uyum sağlar. İki yaşından sonra çocukta tasavvurlu düşüncenin ürünü olarak anlama gelişmeye başlar, olayları kendine göre zihninde canlandırabilir. Ancak bu zihinsel olgunlaşmayla birlikte herhangi bir nesneyi başka bir nesnenin yerine geçecek bir kullanım ortaya çıkar. 

Sembolik oyun gelişiminin ilk dönemlerinde, asıl nesne ile nesnenin yerine geçecek nesne arasında fiziksel olarak benzerlik gözlenmektedir. İleri aşamalarda, iki nesne arasında bir benzerlik olmasa da çocuk hayal gücünü kullanarak, ilk defa karşılaştığı nesneyi zihnindeki eski şemalar içinde değerlendirir ve yeni bir durum içinde sembolik anlamda kullanabilir.. 


4. Oyun Sırasında Eğiticinin Rolü 
Çocuklar arasında bireysel farklılıklar vardır, bazı çocuklar zaman zaman yetişkinin rehberliğine ihtiyaç duyabilir, çocuğun böyle bir anda eğitimcinin yanında olduğunu düşünmesi onu rahatlatacaktır. Oyun çocuklara deneme yanılma yolu ile problemlerine çözüm getirmelerine yardımcı olur ve çocukların belirli riskleri göze alma deneyimlerini arttırır. Eğitimcinin oyunun çocuğa bu katkıları göz önünde bulundurarak, çocuğa yapacağı rehberliği bir yöntemle belirlemelidir. Eğitimci ne aşırı aktif ne de aşırı pasif, geri planda bir tutum içine girmemelidir. İhtiyacı olduğu anda çocuğu gerçekten rahatlatacak ve onu bir ileri düzeye götürecek bir rol üstlenmelidir. Ancak çocuğa kendi problemini kendi çözebileceği kadar bir süre tanınması gerektiği de göz önünde tutulmalıdır. 


Okula yeni başlayan yada çeşitli duygusal problemleri gözlenen bir çocuk için eğitimcinin yönlendirici rehberliğinin özel bir önemi vardır. Bu çocuklar kendilerini ifade etmede, oyuna ilk adımı atmada, başlanan bir oyunu bir düzen içinde sürdürmede ihtiyaç duydukları desteği eğitimcinin bu yöndeki yönlendirmelerinde bulacaklardır. 


Çocuklarımıza Oyun ve Oyuncak Seçerken Dikkat Etmemiz Gereken Noktalar 

Oyuncak kutusunda kilit olmamalı, ya da kendiliğinden kapanan ama çocuğunuza zarar vermeyecek bir mekanizma bulunmalı. 
Oyuncaklar çocuğun yaşına uygun olmalı. 
Kolayca kopup, çocuğun ağzına atacağı küçük parçaları olmamalı. 
Sivri uçları, kesici kenarları olmamalı. 
Parmaklarının sıkışabileceği ek yerleri olmamalı. 
Gözlerine zarar verebilecek çıkıntıları olmamalı. 
Çocuğunuza uygun büyüklükte ve ağırlıkta olmalı. 
Zehirsiz boyalarla boyanmış olmalı. 
Oyun değeri olmalı ve sadece yıkıcı deneyler yapmak için kullanılmamalı. 
Oyuncaklar düzenli olarak gözden geçirilmeli, hasarlı ve kırık olanlar atılmalı. 
Dış alanlarda: 
Oyun alanının tabanı yumuşak, etrafı çitle kaplı olmalı. 
Oyun alanından zehirli bitkiler temizlenmeli. 
Oyun araç ve gereçleri yere güvenli bir şekilde sabitlenmeli. 
Bozuk paralar, kibrit, çakmak, sigara izmariti oyun alanında olmamalı. 
Mutfakta oyuncak bulunmamalı.
Devamını Oku...