Gölgem gibisin; arkamı döndüğümde peşimden gelen, peşine düştüğümde hep önümden kaçan…
Kaç cemre oldu yüreğime düşeli bilmiyorum. Zira, zaman denen mefhum da anlamını yitirdi kalbim varlığından haberdar olduktan sonra. Senden haber alamadığım zamanlarda dakikalar yıl, asır; yanımda olduğunda ise keşke akrep ile yelkovan böyle kovalamacılık oynamasa…
Vahdet içkisinin sarhoşluğundayım; ben kendimi sende yok etmişim, sen olmuşum. Bizden bire varmışım; sende beni görmüşüm, bende seni…
Kendimden geçmiş dönüp duruyorum etrafında. Pervanenin muma aşkı bendeki. Kanatlarımı değdiriyorum alevine, yanıyorum! Aklım nefsime uyuyor, ben aklımı hiçe sayıp aşkının gönlüme hitabını dinliyorum… Dönmüşüm sırtımı dünya telaşlarına, kapatmışım dünyevi ümit kapılarımı doğan güne. Aşk’ın parlaklığı yetiyor ruhumun karanlık köşelerini aydınlatmaya…
Kalbimde yaktığın ateşi gözümden süzülen yaşlar söndüremiyor…
0 yorum:
Yorum Gönder