Kasımda aşk, hep aşk...
Duygulara ve ailelere özel bir yaşam dilimi gibi hissederim kasım ve aralık ayını.
Havalar soğur, içiniz üşür, sarılırsınız sıcacık sevdiğiniz her şeye, bir kazak, hırka, battaniye, çorap, yastık, çocuklar, büyükler, varsa eğer aşk...
Kokusu da rengi de başkadır bana kasım ve aralık aylarının... Yıl sonuna doğru ilerlerken, bir yenisi ise yaklaşırken nerede olursak olalım bütün dünyayı bambaşka bir atmosfer kaplıyor.
Duyguların yoğunlaştığı, evde ve bir arada olma hissinin güçlendiği, hatta eksiklerin özlendiği...Tam bu zamanlarda bana olan geçmişe gidip geriye bakma ve yeni gelenin heyecanını yaşadığım bir zamandır.
Duygulara ve ailelere özel bir yaşam dilimi gibi hissederim kasım ve aralık ayını.
Çokluk hissi ile azlık hissini karmakarışık bir arada yaşadığım.
Ev Kokusu adlı kitabımda bahsettiğim gibi, dünyanın neresinde yaşarsak yaşayalım, hangi geleneklere sahip olursak olalım ya da hangi dili konuşursak konuşalım yılın bu zamanı yaşadığımız duygu bizi birleştirir.
Adı üstünde ‘yeni yıl’ yaklaşırken eski ile yeni arasında yaşanan bu muhasebe, umut ve heyecan aslında bizi de yeniler en derinden.
Benim de hem yeni yaşımla hem de yeni gelen yılla yine kendimi temize çektiğim bir dönem daha geldi çattı işte.
Bu kez konu başlığım, 40’lı yaşlara adım adım yaklaşmış olmanın heyecanı iledir belkide, sadece basitliğin, özgünlüğün ve samimiyetin hayalini kuruyorum,en az ve özünden...
Her şeyi mümkün kılan bir dünyada, her yıl yaş aldıkça basitliğe özlem duyduğumu hissediyorum.İyi yaşamaktan anladığım bu galiba,basit yaşamak.
İşte kış aylarının bende böyle bir etkisi var, kararların ve fikir değişikliklerimin sıkı sıkıya değiştiği günlerdir benim için.
İlkbaharı-yazı; kışa, kara, yağmura, çamura değişmeyen arkadaşlarım da haklı, güneşin ısıtıcı etkisi sonsuz keyif. Ama neden kışı bu kadar sevdiğimi artık daha iyi anlıyorum.Çünkü bir tek kışın, eve dönmenin verdiği huzurlu duyguya değer biçilemez, dışarısı soğuk, içerisi sıcak.
Hele bir de çok soğuk ve karanlık kış gecesinde bir minicik sokak lambası yolu aydınlatıyorsa, kar ayaklarınızın altında kırılan buzlarla çıtırdıyorsa ,eve gidiş yolunda hep bilirsiniz ki aileniz, sevdiğiniz, dostlarınız ve yuvanızın rahatlığı, bir tas çorba sizi çoktan beklemeye başlamıştır.
İçin soğurken, kavuşmanın verdiği yürek sıcaklığı kadar hiçbir ‘hoşgeldin’ bu kadar güzel olamaz.
Yeni yaşıma ‘Hoş geldim’...
Özlen ben, Lara ve Ali’nin annesi...