İKSV binasına 4 talip var

17:01 No Comments

İKSV Başkanı Bülent Eczacıbaşı, vakfın Şişhane'de satışa çıkarılacak binasına 4 şirketin talip olduğunu söyledi
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Başkanı Bülent Eczacıbaşı, vakfın Şişhane'deki binası Deniz Palas'ın satışa çıkarılmasına yönelik tepkilere yanıt verdi. Çukurova Üniversitesi'nde düzenlenen "Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Tıp Ödülleri" töreni sonrasında gazetecilerle biraraya gelen Eczacıbaşı, "Rasyonel olmayan birşey yapmayacağız. Şu anda 4 yerli şirketten teklif var" dedi. Binanın otel veya şirket merkezi olarak kullanılacağını belirten Eczacıbaşı, ihalenin önümüzdeki günlerde yapılacağını kaydetti. 

BANKALAR DA HEMFİKİR 
İKSV'nin binayı 15 milyon dolara satın aldığını hatırlatan Eczacıbaşı, "Şu anda bina çok değerlendi. Vakfın 35 milyon TL'lik borcunu kapatıp yeni binaya taşınmamızı sağlayacak duruma geldi" dedi. Eczacıbaşı, borçların üç bankaya olduğunu kaydederek, şunları söyledi: "Akbank, İş Bankası ve Garanti'ye eşit miktarda kredi borcumuz var. Akbank ve Garanti İKSV'nin de yönetiminde. Onlar da buranın satılmasını yolunda fikir belirttiler." 
Devamını Oku...


İKSV Deniz Palas’ı neden satıyor?

16:59 No Comments

Eskiden pis, loş, bakımsız dükkanlar, işgal evleri, eski püskü sinemalardı bu binalar... Şimdi kurtulup (!) büyük grupların elinde otel oluyorlar
Bu ironik spotun ardından sadede gelirsek konu İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) satışa çıkardığı Deniz Palas. Vakıf “Çok borcumuz var, bu bina bize lüks” diyerek satışa çıkardı binayı. Dört yerli talipten biri Doğuş grubu. Binanın tepesindeki, dünyanın plastik masa ve sandalyeli en pahalı restoranı unvanını kimselere kaptırmayacak X Restaurant’ın da sahibi Doğuş’un bu binayı satın alıp otel yapması bekleniyor.
Onlar almazsa başka bir yerli grup alıp otel yapar.
Tam “otellik bina” çünkü.
Şişhane’nin göbeğindeki Deniz Palas’a yüzünüzü dönün, kafanızı 180 derece çevirip sağı solu tarayın, her yer inşaat, her yer otel.

Şakir Eczacıbaşı’nın ardından neler oldu?
Şişhane’nin iştah açıcı bir turizm merkezi olma yolunda adım adım ilerlediğini, hatta İstiklal Caddesi merkezli Beyoğlu’nun bu yönde gelişmesinin istendiğini hepimiz biliyoruz. “Yayında mıyız?” diye taş kesilmesiyle ünlü belediye başkanının teşvik ettiği gelecek bu. Burada turistlerin çok beğeneceği şahane art nouveau binalar var. Talep onları her gün daha değerli kılıyor. Masrafları kültür-sanatla ödenecek gibi değil, otel, rezidans, AVM falan olmuyorlarsa en azından afili bir Simit Sarayı, Mado falan olmalılar ki parayı çıkarsınlar.
Böylesine değerli bir binayı kültür-sanat faaliyetiyle heba etmelerine sistem izin vermez.
Deniz Palas da oradaki bütün güzel binalar gibi elbet bir gün otel ya da AVM olmayı tadacaktır.
İKSV’de Şakir Eczacıbaşı’nın vefatı bir dönemin sonu oldu. Vakıf beklendiği üzere kültür-sanat camiasına daha aşina olan Faruk Eczacıbaşı’nın değil de işadamı kimliği öne çıkan Bülent Eczacıbaşı’nın görevi devralmasıyla yeni bir yönetim anlayışına sahip oldu. Bülent Eczacıbaşı başarılı bir kültürel miras ama yanında da bir ekonomik enkaz devraldı. İlk icraatlarından biri mali yapının başına holdingden uzmanlar getirmek oldu. Vakfa
10 milyon lira bağışta bulunuldu. Zamanında ödenemeyen maaşlar ödenmeye başlandı. Vakfı finansal açıdan düzeltmeye girişildi.
Ama belli ki işe yaramamış. Ne yapılırsa yapılsın vakıf durumunu düzeltememiş ki içinde bulunduğu binayı satma kararı aldı. Milliyet ekonomi yazarı Güngör Uras satışa karşı olduğunu yazdı. Vakıftan alacaklı bankaların bir tür sponsorluk düşüncesi ile bu borçları silmelerini teklifetti. Hoş bir hayal. Ama bu alandaki yapısal sorunu çözmüyor.
Radikal’den Cem Erciyes ise “Bina güzel ama İKSV’yi daha çok seviyoruz” diyerek isteksiz bir peki çekti yazısında. Onda da elde avuçta ne varsa satan görkemli günlerini geride bırakmış konağın yaşlı hanımına şefkat gösterme eğilimi sezdim tabiri caizse.
Bana kalırsa Deniz Palas’ın satılması mecburiyeti Türkiye’de kültür-sanat faaliyetlerinin finansmanıyla ilgili hazin durumu ortaya koyuyor.
Devlet kültür-sanatın finansmanı konusunda özel sektöre yeteri kadar destek olmadıkça işler kötüye gidecek.
Muhafazakar bazı kültür çevrelerinin İKSV’yi beğenmediğini, ona alternatifler geliştirmeye çalıştıklarını biliyoruz. Belediyeye bağlı kültür kurumlarına bakarsanız bu fikrin izlerini görürsünüz. İKSV’nin başını çektiği kültür-sanat faaliyetlerinin yalnız bırakılmasının, hükümetin hep bu camiaya mesafeli yaklaşmasının bununla ilgisi var mı bilmiyorum. İstanbul müzikle, resimle, plastik sanatlarla, tiyatroyla, baleyle, operayla güçlü olur... Bunları desteklemek bir lütuf değil, görev olduğu kadar ekonomik açıdan da bir gereklilik. Ama yol için gerekirse cami yıkarız”dan daha geniş vizyon lazım.
CUMARTESİ ALBÜMÜ
“Move in Spectrums” Au Revoir Simone
New York dünya müzik piyasasının iki-üç merkezinden biri. Brooklyn de o şehrin
en mühim müzik mahallelerinden...
Au Revoir Simone bu mahalleden. 2000’ler boyunca yayımladıkları üç albümle hayal âleminden şarkıları hayatımıza soktular.
Bir “Sad Song” mesela hâlâ best of electropop listeme girer. “Move in Spectrums” bir yanıyla Lali Puna diğer yanıyla Kings Of Convenience havalarına uzanan sakin, mutlu, huzurlu, derdi tasası olmayan bir albüm. Bizle alakası yok yani. Dinlerseniz belki huzur bulursunuz.
Deniz Palas binasının içinde
yer alan Salon, müzikten, tiyatroya, konferanslardan şiir dinletilerine şehrin hizmetine sunulmuş hoş bir kültür-sanat mekanıydı. Satışın ardından elbette artık böyle bir yer kalmayacak. Peki ne olacak?
İKSV’nin yine Şişhane-Galata hattında yeni bir binaya taşınacağı konuşuluyor. Salon bu binada olmayacak. Alternatif bir mekan olarak farklı bir yerde faaliyetlerini sürdürecek ya da bir markaolarak farklı mekanlarda muhtelif işler yapacak gelen bilgilere göre. Halen yer arayışındalar.
Benim temennim kendine ait bir
yerde hayatına devam etmesi. Şehrin Salon’a ihtiyacı var.
Devamını Oku...


Altın Lale filmlerini bekliyor

16:56 No Comments

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 33. İstanbul Film Festivali, 5-20 Nisan 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Festivale Türkiye'den katılacak filmler için son başvuru tarihi 31 Ocak 2014
Devamını Oku...


Köprüde buluşalım! Film projeleriniz bekleniyor.

16:53 No Comments

koprode
Köprüde Buluşmalar Film Geliştirme Atölyesi yedinci kez 33. İstanbul Film Festivali kapsamında 16-17 Nisan 2014 tarihlerinde düzenlenecek.
Başvurular arasından seçiler uzun metraj film ve belgesel projelerinin yönetmen ve yapımcıları Arte, Eurimages, Cinemart ve Sundance gibi uluslararası film kuruluşlarının temsilcilerine ve yapımcılara sunum yapma fırsatını bulacaklar.
Atölye sonunda seçilen projelere şu ödüller verilecek:
* Kültür Bakanlığı Ödülü (10.000 USD)
* Melodika Ses Post-Prodüksiyon Ödülü
* CNC (Fransa Ulusal Film Merkezi) Ödülü (10.000 EUR)
* Binger Senaryo Danışmanlığı Bursu (2500 EUR değerinde)
Başvurularınızı 20 Ocak 2014 tarihine kadaronthebridge@iksv.org adresine yapabilirsiniz!

Devamını Oku...


33. İstanbul Film Festivali Başvuruları Başlıyor

16:51 No Comments

 

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 33. İstanbul Film Festivali, 5-20 Nisan 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. 
Bu yıl onuncu kez Akbank sponsorluğunda yapılacak İstanbul Film Festivali’nin otuz üçüncüsü için başvurular başlıyor. Türkiye’den katılacak filmler için başvurular Ocak ayı sonuna kadar sürecek. 31 Ocak 2014 Cuma akşamına kadar yapılacak başvurular arasından belirlenecek filmler, 33. İstanbul Film Festivali Altın Lale Ulusal Yarışması’nda yarışacak. “Altın Lale Ulusal Yarışma” bölümünde yer alacak filmlere jüri tarafından En İyi Film, En İyi Yönetmen, Jüri Özel Ödülü, En İyi İlk Film, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Senaryo, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Kurgu ve En İyi Özgün Müzik dallarında ödüller verilecek.
FILMLOGO 33. İstanbul Film Festivali Başvuruları Başlıyor“Ulusal Yarışma” kategorisinde yer alacak filmler arasından jürinin seçeceği En İyi Film’e 150.000 TL, En İyi Yönetmen’e ise 50.000 TL ödül verilecek. Ulusal Yarışma’ya katılacak filmler arasından Onat Kutlar anısına verilecek Jüri Özel Ödülü’nü kazanacak filmin yapımcısına da Efes tarafından 30.000 dolar takdim edilecek. En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Erkek Oyuncu ödülleri 10.000′er TL olacak. “İstanbul Film Festivali Altın Lale Ulusal Yarışması”nda jüri ayrıca, En İyi Senaryo, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Kurgu ve En İyi Özgün Müzik dallarında da ödül verecek.
Genç yaşta kaybettiğimiz yönetmen, senarist ve yapımcı Seyfi Teoman anısına bu yıl ikinci kez Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü verilecek. En İyi İlk Film Ödülü’nü kazanan filmin yönetmenine CMYLMZ Fikirsanat aracılığı ile 30.000 TL para ödülü takdim edilecek.
33. İstanbul Film Festivali’ne uzun metrajlı kurmaca filmlerin yanı sıra, belgesel ve animasyon filmlerle de başvurulabiliyor. Festival yönetmeliğiyle başvuru formları film.iksv.org adresinden temin edilebilir.
Başvuruların 31 Ocak 2014 Cuma akşamına kadar festival merkezine (İKSV Nejat Eczacıbaşı Binası, Sadi Konuralp Caddesi No: 5 Şişhane) yapılması gerekiyor.
 
 
İstanbul Film Festivali hakkında ayrıntılı bilgi için: film.iksv.org
İstanbul Film Festivali’ni sosyal medyada takip etmek için:
facebook.com/istanbulfilmfestivali
twitter.com/istfilmfest
Devamını Oku...